Türkler‟in tarihi macerasını bir tek ana mecrada bulmak mümkündür. Bu mecra, Asya Hunları‟ndan Göktürkler yoluyla Karahanlılar, Selçuklular ve Osmanlılardır. Biz buna BÜYÜK TÜRK HAKANLIĞI diyoruz. Bu hakanlık, Türk milletinin tarihi mukadderatını 2200 yıl boyunca, muntazam diyebileceğimiz hamlelerle güneybatıya, kapalı kıtadan açık kıtaya, denizlere doğru kaydırmıĢtır. Türkiye, bu kaymanın mahsulüdür.” Türkiye Tarihi, Yılmaz Öztünu, cilt 1, giriş yazısı
Bu bir tarihçi tespiti. Yani şu anda biz Büyük Türk Hakanlığı‟na mensup milletiz. Ve bütün mücadeleler hep bu Büyük Türk Hakanlığı‟na mensup çekirdek bir topluluk tarafından verilmiştir. Şu halde, bugün bizim öncelikle bu çekirdek topluluğu oluşturduğumuzun bilincine varmamız gerekir.
Bugün bu çekirdek topluluğu teşkil eden Türk Milleti‟nin çocukları olan bizler, derin propaganda bombardımanı altındayız ve yaşadığımız tarihi sürecin, milletler arası mücadelenin devamı olan bir süreç olduğunu anlayamamaktayız. Şu kesin şekilde bilinmelidir ki, bu süreç, Büyük Türk Hakanlığı‟nın başlangıçtan beri Çin‟le, İran‟la, Bizans‟la ve diğer Avrupa ülkeleri ile vatan, millet ve din için mücadele verdiği süreçtir. Bu süreç halen devam etmektedir. Türkler nasıl İslam‟ı kabul etmekle tarihlerinin belli dönüm noktasını aşmışlarsa, bu gün de aynı Büyük Türk Hakanlığı mensubu millet, kendisine dayatılan “Islahat, Avrupa Medeniyeti” adı altındaki aldatmacalarla, din ve milli kültürümüzü değiştirmek suretiyle tarihinin şu andaki dönüm noktasında yeni, ama çok tehlikeli bir “viraj”a, bir “kırılma noktası”na girmiş bulunmaktadır. Bu bakımdan yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunan Büyük Türk Hakanlığı‟nın çocuklarının, bugün kendi milletini daha iyi tanıması ve bu 2200 yıllık süreci iyi anlaması gerekmektedir.
0 Yorumlar.