Değerli dostlar,
Rus hava kuvvetlerinin desteği ile Esat Güçleri dün akşam itibariyle İdlib’e bağlı Maarratünnuman ilçesini ele geçirdi. İlçe yerle bir edilmiş. Anadolu Ajansı haberi resimlerle destekleyerek veriyor. Bu haberler korkarım ki bundan sonr hep bu tarzda verilecek.
Astana’da, Soçi’de Ruslarla anlaşmıştık halbuki! Türk Silahlı Kuvvetleri de bayağı büyük bir harekât düzenlemişti. Görüyorsunuz sonuç sadece fiyasko. Sıfıra sıfır elde var sıfır.
Tarih kitapları savaşları anlatırken savaşa katılan ülkelerin güçlerini liste yaparlar. Savaşa katılan ülkenin nüfusu, asker sayısı, uçak gemisi sayısı, uçak, tank, top sayısı vs. ayrıntılı olarak anlatılır. Hatta uçaklarının yaşlarını bile verirler. (Önemli bir bilgiyi de paylaşayım. Bir savaş uçağının ömrü 32 yıl imiş. Bizim uçaklarımız bu yaşı doldurdular.)
Balkan Savaşları’na girerken Osmanlı Ordusu’nun subay sayısı tam olarak yarı yarıya azalmış. (32000 subayımız olması gerekirken 16000 küsür subayımız varmış)
Türkie Cumhuriyeti Devleti, bu konuları bilen ehil ellerde değildir. Bir ara Jandarma Genel Komutanı “Dağları PKK’dan temizledik!” diye beyanat vermişti. Görüyorsunuz, hala şehit geliyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni idare edenler, tabir yerinde ise cepheden cepheye koşuyorlar. Bir bakıyorsunuz Libya’dalar, bir bakıyorsunuz Doğu Akdeniz’de. Bir bakıyorsunuz Somali’de!! Bu dağılmayı hangi stratejik akıl yapıyor bilmiyorum. Birkaç gün önce eski genelkurmay başkanı, şimdiki Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar Yuninistan’ı uyardı. 16 adadaki silahlanmadan vazgeçin dedi. Halbuki atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Beyefendi, Yunan Genelkurmaybaşkanı Muğla’nın karşısındaki adalarda mangal yapıyor. Muğladan çıplak gözle dağa boya ile yapılan Yunan Bayrağını görebiliyorsunuz. Yıllardan beri bu konuda devleti uyaranların çabası demek ki boşa gitmiş. Acaba yeni mi uyandılar.
Doğu Akdeniz’de bir deniz savaşı olsa, Yunan Ordusu Gölcoük’teki donanmanın Akdeniz’e açılmasına müsaade eder mi? Öyle ya! Bu savaştır. Geçemezsiniz diyemezler mi? Ha! Dersiniz ki Siz kim oluyorsunuz. O zaman buyurun cenaze namazına!
Ben olsam, ekonomiyi iyice düzeltmeden, işsizliği azaltmadan, orduyu modern silahlarla donatmadan, birkaç büyük ülkeyi ittifakıma almadan böyle boyumdan büyük işlere girişmem. Değerli bir dost, “Şu andaki idareciler BOP’ta görevli oldukları için aldıkları emirleri yerine getiriyorlar!” diye yorum yapmıştı. üzüntüyle okudum. Türk Milleti’nin gözünün önünde böyle bir fütursuzluğu nasıl yapabiliyorlar aklım almıyor. Herhalde bunun sebebi halkın büyük bir oranda “biat” kültürüne inanmış olmasıdır. Bu son derece tehlikeli bir olaydır.
Ben olsam, bu oyundan geri dönerim. Milletime dönerim. Çok çalışırım, en modern silahları, düşmanın caydıracak en korkutucu silahları (mesela atom bombasını) yaparım, bahsettiğim büyük ittifakları kurarım, eğer kahramanlık yapacaksam ondan sonra işe koyulurum. Bugünkü idarecilerimizin, hiçbir hesap yapmadan (yada kasten) devletin başını çok büyük derde sokacak hesapsız hareketlerden kaçınması gerekir. Bunun sonucu çok ağır olur. Hesap vermesi ağır olur. Düşmanlarımız asla affedici değildir. Ortaçağ anlıyışıyla bugünkü dengeleri götürmek mümkün değildir.
Uyarmak vatan borcumdur.
0 Yorumlar.