Gülüyorum

Değerli dostlar, yazının başlığını “Gülüyorum” diye yazdım. Ağlanacak halimize gülüyorum.

Ben bir Türk çocuğuyum. Bu toprakları Türk Milleti’nin ecdadı vatan yapmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türk’e Türk demenin yasak olduğunu biliyorsunuz. Herhalde yine aynı hastalık nüksetti. Şimdi bir adım daha ileri gidilerek bu topraklarda “Türk yoktur” demeye getiriliyor. Bu konuda kimlerin nasıl mücadele ettiğini, bazılarının imparatorluk sevdasında olduğunu anlatmıştım. Mücadele aynen devam ediyor. Hem de çok yüksek perdeden.

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’nun tespitlerini dikkatlerinize sunuyorum. Türk Ocakları bir açıklama yapmış, sonra da Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’nun bu konudaki tespitlerini paylaşmıştır. Metni aynen aşağıya alıyorum.
Neye üzülüyorum, neye ağlıyorum biliyor musunuz? Üzerimize ölü toprağı atılmış gibi hissiz, idraksiz kalmamıza üzülüyorum. Çocuklarımızın, torunlarımızın yarın bi işin altından nasıl çıkacaklarını düşünerek üzülüyorum. Ruhum herhalde göklerden gelip torunlarımızın halini görecektir.

İnşallah buna gerek kalmadan halen bindiği dalı kesen Türkler uyanırlar. Yoksa bu işin sonu çok kötü olacaktır değerli dostlar.

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu

8 Mayıs 2020 tarihli açıklama.

Türkiye Toplumu çok kimlikli bir toplumdur… Bizim toplumumuz farklı kimlik gruplarının bir bileşkesidir. Türkiye toplumu ve onu oluşturan bireyler çok kimlikli olmakla birlikte başat aidiyetini tek kimlik üzerinden ifade edilmesi ihtiyacı doğduğunda hiçbir kimlik grubu tek başına toplumun çoğunluğunu oluşturmamaktadır. Yani hiçbir kimlik grubu gerek halk kesimi olarak gerekse seçmen olarak yüzde elliden fazla bir sosyolojik güce sahip değildir. Hepsinin sosyal tabanı yüzde ellinin altındadır. Bu durum âdeta maruf ve meşhur bir vakıadır.”

Türk Ocakları’nın açıklaması.

Malum olduğu üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda, 21.01.2017 tarihinde köklü bir değişiklik yapılarak “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi” ne geçildi. Bu kapsamda, yürütmenin başı olan ve halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı’na, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarabilme yetkisi verildi. Bu yetkiye dayanılarak çıkartılan Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin (10.07.2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete) 20. maddesiyle de dokuz adet Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulu oluşturuldu.

İşte bu kurullardan biri olan Hukuk Politikaları Kurulu, 08.05.2020 tarihinde, twitter hesabından “CUMHURBAŞKANININ YÜZDE ELLİDEN FAZLA OYLA SEÇİLMESİNİN BAZI ANLAMLARI ÜZERİNE” başlıklı bir açıklama yayımlamıştır. Açıklamada ifade edilen “Cumhurbaşkanının yüzde 50’den fazla oyla seçilmesini sorun olarak görmenin halkın siyasal sistemin işleyişindeki iradesini geliştirmeye bir katkısı olamaz.” görüşüne katılmakla birlikte devamında Cumhurbaşkanı’nın yüzde 50’den fazla oyla seçilmesinin manası açıklanırken kullanılan ifadeler, Anayasa’yla çeliştiği gibi millî birliğimiz ve “Tek Millet” söylemiyle açıkça çelişmektedir:

 

Yorum Yap