Ders Alınsaydı Tarih Tekerrür Mü Ederdi? (13)

3) “Kartal Bozgunu”nda da yine Ruslar, ümitsiz bir durumda iken ve ikinci Prut gerçekleşmek üzere iken, kalleşçe bir karşı saldırı ile 50 bin Türk askerini şehit ettiler.

Böylesine disiplinsiz, ihmalci, kolay aldanan, adeta  savaşlarda artık bıkkınlık göstermeye başlayan ve mağlubiyetler karşısında kılı bile kıpırdamayan devlet adamları yüzünden Osmanlı Devleti, Rus’lara Kırım’ı da kaptırmış ve bundan böyle Türkiye iyice geri çekilmiş ve dünya dördüncüsü durumuna düşmüştü. Devlet gücünü iyice yitirmişti, yıpranmıştı. Ruslar vurdukça vurmuşlar, işgal ettikleri Türk şehir ve kasabalarını, akıl almaz barbarlıklarla tahrip etmişler, ellerine geçen her Türk’ü, cins ve yaş farkı gözetmeksizin, küçük çocuklara varıncaya kadar, türlü işkencelerden sonra kılıçtan geçirmişlerdi. Ruslar, ele geçireceği ülke halkını “özgürlük” verme yalanı ile kandırıyor ve sonra vatanlarını ellerinden alıyordu. Aynen Kırım’da olduğu gibi…

Belki bazı padişahlar, savaşları kaybedince kederlerinden ar damarları çatlayıp ölmüştü, ama, Türkiye devleti artık, arenada oklanan boğa gibi, gittikçe gücü tükenmeye, rakiplere boş gözlerle ve ümitsizce bakmaya başlamıştı. Osmanlı seyyar ordusu bütün kabiliyetini kaybetmişti. Ve artık adeta disiplinsiz bir sürüden ibaret hale gelmişti.

Halbuki devlet idaresi, hiçbir zaman disiplinsizliği, ihmali ve düşmanı affetmeyi kaldırmazdı. Bunu, o günkü liderlerin, atalarının yaşanmış olaylar karşısındaki tutumlarından öğrenmiş olmaları gerekirdi. Ama öğrenmemişlerdi.

Yukarıdaki örnekleri, Türk milletinin bu karakterinin hala devam ettiğini gözlemlediğim için verdim.

Yorum Yap