TÜRKİYE’DE KİLİSELER ONARILIRKEN, HIRİSTİYANLIK YÜKSELİRKEN BİZ NE YAPIYORUZ ?
Değerli dostlar,
Biliyorsunuz ki, devletin bütün sath-ı mailinde kiliseler onarılmaktadır. Bugün yine bir Ermeni kilisesi açıldı. Bakan Hayati Yazıcı açılışta yaptığı konuşmada “Ermeni kardeşlerimiz” ifadesini kullandı. Bu ifadeyi belki politika gereği kullanmıştır, bilemem. Ancak, vatan toprakları üzerinde MİSYONER faaliyetleri almış yürümüş bulunmaktadır. Bu durum, hükümetin “açılım” ve “dinler arası diyalog” politikaları ile izah edilmektedir. Gerçekte “dinler arası diyalog” projesinin Türkiye ayağını yürüten kuruluşun “Cemaat” olduğu bilinmektedir. Fethullah Gülen’in bu konuda ne kadar çaba sarf ettiğini, Vatikan’la ilişkilerini herhalde bilmeyen kalmamıştır.
Bendeniz, bu dinler arası diyalog meselesini tehlikeli buluyorum. Özellikle Fethullah Gülen’in ABD’de oturması, bu projenin bir ABD projesi olması, ABD’nin yayılma stratejisinde bu gibi konuları öne çıkarması ve Hıristiyanlığın Asya’ya yayılması konusunda Cemaat’in ön ayak olması bütün gerçek vatanseverleri düşündürmektedir. Ve arayışa sürüklemektedir. Bu sebeple aşağıdaki soruların cevabını öncelikle biz gerçek vatanseverlerin bulmamız gerekmektedir.
Fethullah Gülen hareketinin temel hedefi nedir?
Türk milletine ve Türk devletine karşı tutumu nedir?
Cemaat’in ABD ve AKP ile illiyet bağı nedir?
Cemaat Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin lehinde mi aleyhinde mi çalışmaktadır?
Yurt içinde ve yurt dışında açılan okullar, dershaneler, gözlerimizi kamaştıran, zaman zaman bizi duygulandıran Türkçe Olimpiyatları gerçekte ne anlam taşımaktadır?
Hareketin cemaat yapısını teşkil eden bizim çocuklarımız, bütün samimiyetlerine rağmen, bu hareketin arka yüzünü biliyorlar mı? Gerçeği öğrenmek için bir çabaları var mı? Objektif olup hareketi araştırabiliyorlar mı? Gerçeği öğrendiklerinde, şimdiye kadar içinde bulundukları şartlanmışlıkları üzerlerinden atıp devletlerine sahip çıkabilirler mi? Bu harekete gönülden bağlı olan bizim çocuklarımız dini perdelemeyi aşabilirler mi?
AKP hükümeti politikaları ile ABD ve AB politikalarının aynen Cemaat’in politikaları ile de uyumlu olması, ötüşmesi neyi ifade etmektedir? Özellikle “diyalog” politikalarının Cemaat’in ana hedefi olması ne anlama gelmektedir. Türkiye’de yükselen MİSYONER faaliyetlerinin Cemaat’e göre anlamı nedir!
Cemaat’in Kürt politikasının, PKK işbirliğinin, ABD ve İsrail politikalarına tıpatıp uyması ve AKP hükümetini bu konuda manipüle ederek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin istikametini bir meçhule çevirmesi Türk milleti için ne ifade etmektedir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderinin tartışılır hale gelmesi, devletin tarihin en keskin virajına girmesi, parçalanmasının söz konusu olması, Cemaat’in politikalarının uygulamaya konulması ile birlikte başladığı da dikkate alınırsa, Cemaat’in hedefine ulaşabileceği söylenebilir mi?
Bütün bu soruların ve buna bağlı üretilebilecek daha birçok sorunun cevabını bütün vatanseverlerin mutlaka bulması gerekir.
Değerli dostlar, aksi halde ortada Türkiye devleti diye bir devlet, bir vatan bulamazsınız.
Uyarmak vatan borcumdur.
Uyanınız.
Mikdat Topçu
29 Aralık 2011
0 Yorumlar.