FGM-148 Meselesi
Harp Hiledir.
Değerli dostlar,
“Harp Hiledir” cümlesi Hadis-i Şerif’tir.
Bu Hadis-i Şerif’i aslında Müslümanların iyi bilmeleri, ne anlama geldiğini öğrenmeleri ve buna göre yaşamak için tedbir almaları gerekmektedir.
Her konuda olduğu gibi, bu konuda da Müslümanlığımız taklididir. Üzgünüm ki durum böyledir.
Bu yazıda bazı örnekler vererek, düşmanın nasıl bu “hile” yöntemini kullanarak İslam âlemini aldattığını anlatmaya çalışacağım.
“Düşman” kavramı ile hangi ülkeleri, hangi milletleri, hangi stratejik kuvvetleri kastettiğimizi dahi anlamaktan aciz bulunan, derin propagandanın etkisi altında kalarak bizim kastettiğimiz “düşman”ı bile dost görebilen, o düşmanı bize karşı savunabilen, bizi bile “düşman” gibi görür hale gelmiş bulunan bir topluluğa, derin anlamını yitirmiş bir dinin mensuplarına, ülkeleri gerçek manada işgal altında bulunan milletler topluluğuna bu meseleyi, bu saatten sonra ne kadar anlatabiliriz, bilemem.
Büyük aldatmaca karşısında, hiçbir fikri olmayan, sadece takip ettiği liderlerin iki dudağı arasındaki sözlerle hareket eden kalabalık bir kitlenin, bizim, ülkemizin kaderi ile ilgili, tarihi gelişmelerle ilgili, Batının, İslam alemi üzerinde, bizim ülkemiz üzerinde yürüttüğü “hile”lerle ilgili meseleleri anlamaları artık, yazık ki, mümkün görünmemektedir.
Takip ettiği liderlerin, açıkça ihanet içinde bulunduklarını, göz göre göre kendi ülkesi üzerindeki maskeli işgale izin veren, “Bu ülkede Rum da vardır, Yahudi de vardır, Anayasa’da Türklüğe karşıyım” diyebilen, “Ben de olsam dağa çıkardım” diyebilen, “Bu topraklar NATO toprağıdır” diyebilen liderlerinin bu düşüncelerini hiçbir zaman, hiçbir şekilde yorumlamayan, ne anlama geldiğini anlayamayan, anlamak istemeyen, ürkütücü bir yalnız bırakma ile derin bir sükût içinde uyuyan bir topluluğa artık ne anlatırsanız anlatın fayda etmeyecektir.
Aslında bizim amacımız işte bu topluluğun “Harp Hiledir” Hadis-i Şerif’inin manasını düşünmesini sağlamaktır.
“Düşman” savaş yapıyor, bizi aldatıyor. Her zaman söylüyoruz, yapılan güzel şeyler bizi aldatmamalıdır.
22 Aralık 2012 tarihli basında yer alan, Amerikalıların PKK’ya verdiği FGM-148 roketatarların yakalanması üzerine, durum anlaşılınca, bir Türk subayının sorgulanmaya alınması ile ilgili haberi burada dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Haberi, kaynağından olduğu gibi aktarıyorum.
“Şırnak Ilıca‘da önceki gün arazi taramasına çıkan Meteler Jandarma Özel Harekat timleri çıkan çatışmada iki teröristi ölü ele geçirdi. Teröristlerin üzerinden ise ABD ordusunun kullandığı FGM-148 roketatarı ve mermisi çıktı.
ASKERHABER‘in edindiği bilgiye göre, bu olay Mehmetçiğin pkk üzerinde yakaladığı ilk FGM-148 değil. En son iki ay önce de Kato Dağı’nda yapılan bir operasyonda yine aynı silahtan iki tane ele geçirildiği öğrenildi.
Çakırsöğüt Komando Tugayı‘na bağlı jandarma özel harekat taburundan 40 askerin FGM-148 nedeniyle sorgulandığı ve normalde 10 günlük operasyondan sonra verilen 2 günlük istirahatin bu sefer 3 gün olarak verildiği bildirildi.
FGM-148‘nin bulunmasının askerler tarafından kameraya kaydedilerek savcıya teslim edildiği bildirilirken, ABD’li subayların bölgeye US Air Force yazılı bir helikopter ile geldikleri öğrenildi.
NELER OLMUŞTU?
Görevin ardından kışlaya gelen askerler istirahata çekildikten bir kaç saat sonra, sabaha karşı 5’te uyandırıldı. Gelenler ise 5 ABD’li subaydı. ABD’li subaylar Mehmetçiği saat 11’e kadar operasyon ve buldukları silah hakkında sorguladı. ABD’li subayların Mehmetçiğe özellikle “operasyon sırasında başka birinin yakalanıp yakalanmadığını” sorduğu öğrenildi.
ÜSTEĞMEN HAKKINDA SORUŞTURMA
ABD’li subaylar JÖH timini sorguya çekerken bir Türk üsteğmeni ile bir Amerikalı görevli arasında sert tartışma yaşandı. ABD’liden roketatarın açıklamasına isteyen üsteğmen , “Deneme uçuşu yapan ABD helikopterinden düşüp pkk tarafından bulunmuş” cevabını aldı. Bunun üzerine üsteğmen ABD’linin üzerine yürüyünce hakkında alay komutanı tarafından soruşturma başlatıldı. Sadece ABD ordusunun kullandığı FGM-148 roketatarı 2.5 KM’den tank ve helikopter katili olarak biliniyor ve hedefe kilitlenme özelliğine sahip”.
Şimdi lütfen, haberi iyi değerlendirin. Bu haberi, bahse konu olan kitlenin büyük bir kısmı duymamıştır, görmemiştir. Hiç düşündünüz mü, neden acaba!
Amerikalıların etkisinde bulunan, Amerika’nın müttefiki olan hükümetin ve onun yöneticilerinin ağzının içine bakan bahsettiğimiz büyük kitlenin, basın ve yayın organların, bizim kardeşlerimizin, bizim insanımızın bu haberlerden “bilerek” uzak tutulduğu muhakkaktır.
Amerikalıların bir Türk askerini “sorgulamaları”, aslında bahsettiğimiz bu kitlenin hiçbir mensubu tarafından kabul edilemeyeceğini çok iyi biliyorum.
Amerikalılar, daha önce de buna benzer şekilde askerimize ve ülkemize yönelik aşağılayıcı birkaç hareket yapmışlardı. Hatırlayınız! Muavenet gemimizi vurmuşlardı. Beş şehidimiz vardı. Bir Amerikan astsubayı kaymakamımızı tokatlamıştı. Orgeneral Necati Özgen; “Amerikan helikopterlerinin PKK’lılara yardım bıraktığını gözlerimle gördüm!” diye günlerce televizyonlarda anlatmıştı. Rahmetli Eşref Bitlis’i hatırlayınız. Bunun gibi faili meçhul birçok olay, gerçekte Amerikalıların başının altından çıkmıştır.
Bakınız şimdi de, Sayın Başbakan çıkmış, “Benim çalışma ofisime böcek’i (dinleme cihazını kim koydu?) diyor.
Anlamadığı, anlatamadığı, Türk milletinin anlamadığı, anlamak istemediği, kabul etmekte güçlük çektiği olay bu aslında! İslam âleminin de anlamak istemediği olay bu.
Amerikan İstihbaratı. Yani CIA. Yani Amerika’nın,yani Batının ülkemize karşı, tüm İslam alemine karşı yürüttüğü sinsi bir savaş! Hile yaparak savaş! Yani aldatarak savaş! Yani SAVAŞ! BUNUN ADI SAVAŞ!
Vietnam’ı, Afganistan’ı, Arap ülkelerini lütfen unutmayınız. Şu anda Suriye’de yürütülen savaş da aynı türden bir savaştır, unutmayınız. Amerikalılar resmen “Dünyada hegemonyayı biz tayin ederiz” diyorlar, “dünya hegemonyası bizim elimizdedir!” diyorlar. Unutmayınız.
Düşman, ülkemizde kullandığı ajanlar vasıtasıyla, şimdi de direkt olarak asker getirerek savaş yapmaktadır. Ülkeyi iyice karıştırdıktan sonra, karışıklığı önlemek için ordu getirebileceklerini uzak ihtimal olarak görmeyiniz. Hatta şu anda bize istihza ilen bakanlar, yarın “Evet, Amerikalılar gelsin, batılılar gelsin bu iç karışıklığı durdursun” diyebileceklerdir. Kitleyi buna şu anda hazırlamaktadırlar. Milletimiz ise hala uyanamamaktadır. Daha ne olsun?
Tarihimizde vaktiyle kullandıkları ajanlar vardı. Damat Ferit kabinesine İngilizlerin soktuğu Abdülkadir Sait adlı ajanın İngiltere’nin ajanı olduğunu o zaman kim biliyordu.
Doğu vilayetlerimizde 600 bin Kürt vatandaşımızı öldüren Ermeni Hoybun örgütünün Şerif Paşa adlı bir hain tarafından kurulduğunu kim biliyordu.
Şunu anlatmak istiyorum. Ülkemiz üzerinde bu gün yürütülen gizli operasyonların gerçekte bir savaşın belirli evreleri olduğunu, “düşman” tarafından hile ile yürütülen bir savaş olduğunu milletimizin anlaması, kabul etmesi, düşmanın bu kabil hareketlerini reddetmesi, protesto etmesi, düşmanla işbirliği içinde olan güçlerin kınanması ve yalnız bırakılması bugün için imkansız gibi görünmektedir.
Çünkü minareyi çalanlar kılıfını hazırlamış bulunmaktadır. Ülkemiz üzerindeki operasyonlar milletin nazarından uzak tutulmakta, saklanmaktadır. Kitlelerin olayların gerçek boyutunu öğrenmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu gibi olaylar, ancak 50 sene sonra 100 sene sonra anlaşılmaktadır. Ama iş işten geçmiş olmaktadır.
Değerli dostlar,
Amerikalılar, ülkemizde “subay sorgulama” gibi olayları baştan beri, sürekli olarak yapılmaktadır. Füzelerin Türkiye’ye konuşlandırılması, Suriye meselesi göstermektedir ki, ülkemizin bölünmesi konusunda bugün Amerikan stratejisi son safhasına gelmiştir.
Bütün vatanseverleri buradan uyarıyorum. Amerikalılarla müttefik olan, bizi aldatan, olayları gizleyen, perdeleyen, bizden gibi görünen insanları lütfen yalnız bırakın.
Asıl zor olan, bu konudaki fikri değiştirmektir. Liderlerimizin gerçekte ülkemize karşı ihanet içinde bulunduğunu anlamak, kabul etmek çok zordur. Ama kabul ediniz ki, durum şu anda bundan ibarettir. Yarın bu maskeli işgalin altından kalkmak çok zor olacaktır. Biliniz ki, asıl “dost kuvvetler” bizleriz. “Düşman” kuvvetler, ülkemizi bölmeye, parçalamaya çalışan Batılılardır.
İçinde bulunduğunuz, size “normal” gibi gelen şartlara, olaylara dikkat ediniz. Olayları çarpıtan, büyük kitleleri kandıran, vatan bölme olaylarını büyük bir ustalıkla milletimizin dikkatinden kaçıran, “hile” yapan “ odakları iyi anlayınız. Seçiniz. Ayırınız.
Biliniz ki, normal günlerde değiliz. Bulunduğunuz mevki ve makamlar eğer düşmanın faaliyetlerini normal yürütebilmesine yarıyorsa, lütfen o makamları ve mevkileri terk ediniz. Düşman savaş yapmaktadır. Bunu lütfen iyi anlayınız.
Ülkemizin birlik ve beraberliği, bağımsızlığı, millet bütünlüğü, devlet yapısı tehlikededir. Böyle olunca da en muazzez değerlerimizi savunmakta zorluk çekeceğiz.
Bugünden bu meseleleri iyi anlayıp, birlik ve beraberliği sağlamaya çalışmalıyız.
Amerikalıların bizim subayımızı “sorgulamasına” izin vermeyiniz. İzin verenleri kınayınız. Yalnız bırakınız.
Kürtleri koruyormuş gibi, onlara FGM-148 roketleri vererek silahlandırması, aslında Kürtler üzerinde de büyük bir operasyon yaptığı anlamına gelir. Kürt kardeşlerimize sesleniyorum. Bu topraklarda birlikte büyüdük. Amerikalıları kabul etmeyiniz. PKK bir taşeron örgüttür. Amerika ve diğer Batılılar PKK’yı kendi menfaatleri için kullanmaktadır.
Şu anda ülkemiz parçalanma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bütün vatanseverleri buradan uyarıyorum.
Uyarmak vatan borcumdur.
Uyanınız.
Mikdat Topçu
23 Aralık 2022
0 Yorumlar.