Aşağıya anarşinin artması ve ordu üzerinde oyun oynanmasının Osmanlı Devleti’ne nelere mal olduğunu anlatabilmek için bazı paragraflar aldım. Her paragraf aslında üzüntü dolu, dert dolu tabii ki… Ama Osmanlının çöküşü, ordu parçalanmasa, anarşiye prim verilmese idi öyle kolay kolay mümkün olmazdı.
Benzer senaryolar bugün yine ülkemizde üzerinde oynanmaktadır. Yine ordumuz üzerinde spekülasyonlar yapılmaktadır. Bu çok tehlikeli bir oyundur. Ordumuz üzerinde kesinlikle operasyon yapılmamalıdır. Ordu tarihi kimliğini, disiplinini korumalıdır.
Kim ordu üzerinden oyun kuruyorsa, bilinmelidir ki devletin temellerine dinamit koyuyor demektir. Ergenekon oyunu oynanırken de aynı şeyleri söylemiştim. Ergenekon tertibini kim planlamışsa 15 Temmuz ayaklanmasını da o planlamıştır. Darbe girişiminin ertesi günü askeri liselerin kapatılması, harp okullarının kapatılması, Ergenekonu tertipleyenler ve 15 Temmuzu organize edenlerdir. Aslında Türk ordusuna diz çöktürmeye çalışılmıştır. Düşman bunda büyük nispette başarılı olmuştur. Yöneticilerimiz de düşmanın bu oyunlarına gelmiştir. Hiçbir şekilde devletin ve ordunun geleceği düşünülmemiştir. Şimdi gelinen nokta çok tehlikelidir. Hala ordumuz üzerinde operasyonlar yapılmaya devam edilmektedir. Bu tertibi yapanlar da bir gün bu çöküntünün altında kalırlar. Yöneticilerimiz konuyu bir daha düşünmelidir.
Bakınız Balkan Savaşları öncesinde meydana gelen anarşi ve ordunun bölünmesi nelere mal olmuştur.
“Osmanlının Balkanlardaki çözülüşünü hazırlayan olayları izah ederken aşağıdaki izahatı yapar Şevket Süreyya Aydemir.
Ve gerçekten balkanlar, bir anarşi, bir kaos sonra patlak vermiştir. Nitekim, devletin içine düştüğü anarşi, hamurunda beslediği felaketi, yani büyük yenilgiyi, az sonra getirecektir. bu yenilgi Balkan Harbi’dir.
Ordu fiilen parçalanmıştır. Bazı subaylar gizli komiteler, cemiyetler kurarlar. Hükümeti devirmek çabası içindedirler. Ama hakikatte orduyu parçalarlar. Zabitlerden dağa çıkanlar vardır. Bazı subaylar, bölükler ve hatta taburlar, düpedüz Arnavut isyancılarına katılırlar. Ve bu isyancılar, Selanik limanı üzerinden Sırbistan’a sevkedilen yabancı silahlarla beslenirler.”
“Anarşi nizamın iflasıdır. Teşrii gücün, icra organlarının zaafa uğraması, ordunun bozuluşu ve müesseselerin itibarsızlaşmasıdır. Eğer bu çöküntü,mevcut nizamdan daha ileri ve daha sıhhatli bir nizama geçmek için bir tasfiye, yani sosyal gelişmenin neticesi olan diyalektik bir birikim değilse ve bu yeni nizam, liderlerini, öncülerini, müjdecilerini bulmamışsa, yaşanılan hava, tam anarşi demektir. Anarşi bir kaos, bir başıboşluk, bir değerler çözülüşüdür. Onun havası içinde en aşağılık ihanetlerden,, en kanlı hesaplaşmalara kadar bütün tohumlar, diledikleri gibi gelişir, filizlenirler.”
0 Yorumlar.