Değerli dostlar,
Ne olursa olsun, bu yazıyı kaleme almak zorundayım. Ülkemiz güllük gülistanlık değil, bilesiniz. Cumhurbaşkanının “seferberlik ilân ediyorum” demesi her şeyi anlamaya yeter aslında.
Malumunuz, ülkemizde garip olaylar meydana gelmektedir. Her taraf toz duman. Dışarıda savaştayız, içeride savaştayız! Bombalı saldırılarla, yangınlarla ve benzeri şekillerde toplu ölümler meydana geliyor güzel topraklarımızda. Belki elliden fazla bombalı saldırı ile yüzlerce insanımız şehit oldu, yaralandı.
Çok dramatik bir şekilde, ülkemiz bu halde iken, yöneticilerimiz anayasa değişikliği diye tutturdular. Anayasa değişecek, başkanlık gelecek, bütün dertlerimiz son bulacak diye bakılıyor. Çok manidar bir şekilde, “başkanlık olsaydı bu bombalı saldırılar olmazdı” diyenler var.
Başkanlık sistemini getirmek isteyenler, ülkenin rejimini değiştirmek istiyorlar. Cumhuriyet idare şeklinden başka bir idare şekline geçeceğiz herhalde. Bunun bütün altyapısı hazırlanmış durumda. Toplumumuzun bir kesimi buna hazırlanmış bile. Artık “halifelik” gelecek diyenler var. Psikolojik olarak toplumun bir kısmı bu idare şekline hazırlanmış bulunuyor. İlkokullarda bile yaşanan olayları görüyorsunuz.
Cumhuriyet idaresinin bütün altyapısını ortadan kaldırarak, bütün kültürel birikimini ortadan kaldırarak yeni bir sisteme geçişin şartları hazırlanmış vaziyette. İdarecilerimiz “İnşallah siz de şehit olursunuz!” diye nutuk atıyor güvenlik güçlerimize. Toplumda ölümler kanıksanmış vaziyette. İnsanlar, Irak’ta, Suriye’de olduğu gibi ölümlerle, bombalarla iç içe, koyun koyuna yaşamaya alışsın isteniyor. Olayların ölümlerin önüne geçemeyince, şehit olmayı tavsiye ediyor devleti idare edenler. Bu son derece yanlış ve tehlikeli bir yaklaşımdır.
Ayrıca anayasa değişikliğinde önerilen bazı maddelere göre artık eyalet sistemine geçiş de öngörülmüş bulunuyor. Yani bölünmenin önü açılmış oluyor.
Bütün bunlar ne anlama geliyor?
Değerli dostlar, devletimiz yıkılıyor. Bu konuları yıllardır yazıyorum. paslikilit.com adresindeki yazılarıma bakın. Yıllardır “uyarmak vatan borcumdur” diye haykırmıştım.
Şimdi yine oraya geldik.
Devletimiz yıkılıyor, bilginiz olsun.
Peki, dünyanın en büyük üçüncü ordusunu besleyen bir ülke yıkılır mı?
Değerli dostlar, yıkılır. Bu konuyu, 2006 yılında yayınlanan Reqoncuista (rekonkuista) ve Türk Milletinin Mukadderatı adlı kitabımda aşağıdaki şekilde anlatmıştım.
“Tarihte “kuvvet” kullanmayan hiçbir devlet düşünülemez. Bu “kuvvet” muhakkak ki ordudur. Devletler “ordu” ile yani “kuvvet” ile kurulur ve savunulur. Kuvvet kullanma ilim ve sanatını bilmeyen devletler, kuvvet kullanmayı daha iyi bilen başka iradelerin, başka orduların müdahalesi ile çökmüştür.
Şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir. En küçük kavimlerden en büyük imparatorluklara kadar, tarihte yıkılan bütün devletlerin mutlaka bir ordusu, yani kendisini savunacak kuvveti vardı. Fakir Perslerin ordusu vardı. Roma’nın, Bizans’ın, Çarlık Rusyası’nın orduları vardı. Osmanlının muhteşem orduları vardı.
Yıkılan bütün devletlerin hanları, hakanları, padişahları, kralları, beyleri, paşaları vardı. Buna rağmen tarihin sahnesinden çekilmeler hep olagelmiştir. Bize hikâye gibi gelen, devletlerin yıkılmasının farklı bir mantığı olduğunu, yıkılma arifesinde toplumların deprem öncesi meydana gelen tabiat olayları gibi garip değişikliklere uğradığını ve yok olup gittiğini tarih göstermiştir. Büyük tabiat afetleri meydana gelmeden önce bazı hayvanlar bu afetin geleceğini hissederlermiş. Fareler, kazlar, tavuklar! Hayvanlar, garip hareketler yaparak belki de toplumları yaklaşan tehlikeye karşı uyarmaya çalışırlar, kim bilir! İşte; yıkılışın eşiğine gelen toplumlar da, gerçekten buna benzer bazı sinyaller verirler.”
Böyle anlatmışım o zaman.
“Bizim devletimize bir şey olmaz, bizim devletimiz yıkılmaz” mantığını mutlaka bir kenara bırakmak gerekiyor. Her şey olup bittikten sonra geri dönüp baktığımızda, elimizin altından devletimizin kayıp gittiğini görürüz. Sonra çok dövünürüz. Bırakın dövünmeyi, şu an Irak’ta, Suriye’de yaşanan olayların, hatta Balkan Savaşları sırasında milletimizin yaşadığı dramların aynısını yeniden yaşamak işten bile değil. Düşmanınızdan merhamet bekler misiniz?
Bugün, Halep’e yardım için giden konvoy vuruldu. Yüzlerce ölü ve yaralı var.
İşte düşman budur. İşte savaş budur.
Çok değil, sadece Halep’in içinde bulunduğu durumu düşünün yeter. Sadece Beşiktaş’taki saldırıyı düşünün yeter.
Değerli dostlar, Suriye halkı gibi bombalarla koyun koyuna yatmaya lütfen alışmayınız! Lütfen ölümleri kanıksamayınız!
Uyarmak vatan borcumdur. Bir daha, bir daha düşünün. Anlayın artık! Ülkemizde her şey değişiyor. Ülkemiz yıkılıyor, bilginiz olsun.
Elbette gerisi yüce Türk milletinin bileceği bir şeydir.
Yüce Türk Milleti’nin!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Yıkılıyor Mu?
Yorum Yazmak İster misiniz?
1 Yorumlar.
Yorum Yap
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Peygamberımiz buyuruyor küfür devam eder zulüm devam etmez bir devlet küfür ile yaşar ama zulüm ile yaşamaz. Onun için yapılan zulumlere bakmak gerekir. Peygamberımiz adaletli ıran pers mecusı imparatoru nusırevanı neden övmüştü. Adil habeşistan kralı necasıyi hristiyan olmasına rağmen neden severiz. Roma imparatorlugu 1325 sene yaşadı doğu roma imparatorlugu 1150 sene yaşadı doğu roma yani bizans imparatorişgünü kuruluşunu batı roma ile başlatırsak 2300 sene yaşadı. Tarihte ilk defa devletimiz yikilmaz diyenler romadır sonra osmanlı devleti devleti ebed müddet yani devletimiz ebedi sonsuz müddete kadar sürecek yukılmayacak dediler ama yıkıldılar onun için her devlet bir gün yıkılır yıkılmaya veya yıkılmayacak devlet yoktur. Türkiye cumhuriyeti de birgün bitecek bu konuda bazı ve birçok kehanetler de var.