Feraset
Değerli dostlar,
Her fırsatta milletimi uyarmaya çalışıyorum. Araştırmaya, okumaya fırsatı olmayanlar genellikle gelişen olayların sebep-sonuç ilişkilerini anlayamamaktadırlar.
Özellikle son zamanlarda ülkemizde alabildiğine sürdürülen psikolojik ve asimetrik savaşın farkında olamamaktadırlar.
Ülkemizde derin bir asimetrik savaş sürdürülmektedir.
Bu savaşın elbette ki tarafları vardır.
Şunu iyi anlamak gerekir. Bu taraflardan biri biziz. Ancak, karşı taraf o kadar teknik bir propaganda yapmaktadır ki, bizim tarafımızda olması gereken insanlar nerede bulunduklarını, kim olduklarını adeta anlayamamaktadırlar.
Bazen bizler bile, gözlerimizin önünde cereyan eden olayların manasını bir bütünlük içinde anlayıp, kavrayamıyoruz.
Burada “Kürt” kardeşlerimi de uyandırmak gayesiyle, ülkemizde halen yürütülmekte olan “vatan bölme” faaliyetlerinin, dışarıdan destek alan Ermeni-Kürt ittifakı çerçevesinde nasıl yürütüldüğünü anlatmak istiyorum.
Değerli dostlar,
Bu ittifakta Amerika’nın ve bazı Avrupa ülkelerinin mali desteğini, istihbarat ve silah desteğini kesinlikle görmemiz gerekiyor.
Hedef ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Bu sebeple, asıl olarak, devlet ve bu devletin sahibi olan Türk milletinin bütün değerleri hedef alınmaktadır. Kimliği tahrip edilmektedir.
Bu tahribatı yapan, kimlikleri, özgürlükleri, dilleri ve benzeri farklılıkları bahana ederek, ülkemizi bölmeye, yıkmaya çalışan güçlerin, ülkemizdeki Beşinci Kol örgütleri olduğunu defalarca anlatmıştım.
Türk asıllı olsun, Kürt asıllı olsun fark etmez, Müslüman milletimizin anlaması gereken asıl mesele, ülkemizdeki bu asimetrik savaşı yürüten güçlerin kimliklerini sakladıklarıdır.
Çünkü bu güçler bazen bizden yana gibi görünüyorlar. İşin bam teli burasıdır.
Bizden yana görünüyorlar.
Bu sebeple milletimiz, tarafını seçme konusunda yanıltılmaktadır. Bizimle birlikte hareket etmesi gereken kardeşlerimiz, farkında olmadan karşı tarafta bulunmakta ve tabii ki, bindiği dalı kesmektedir. Bu konu önümüzdeki zamanlarda daha da büyük önem kazanacaktır. Konu siyasi parti tercihlerinin çok ötesinde bir konudur.
Özellikle bu konunun iyi anlaşılmasını milletimden istiyorum. Kendimize olan özgüvenimizden kaynaklanan boş vermişliği bırakmalıyız. Düşmanı “düşman” olarak bilmeliyiz.
Kurt’u hiç tanımayan 1000. Nesil kuzular bile kurt’u “düşman” olarak bilirler.
Bu manada milletimizin dostunu düşmanını tanıması çok önemlidir.
Bu yazıyı yazmama İsak Alaton’un bir mektubu sebep olmuştur.
Ülkemizin büyük sanayicilerinden olan İsak Alaton TESEV’e bir mektup yazar. Biliyorsunuz ki İsak Alaton ve hatta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu TESEV’in kurucularındandır.
Yeri gelmişken, CHP saflarında, Ulusalcıların saflarında olanları da ve Cumhuriyet döneminde yaptığı din düşmanlığı sebebiyle CHP’ye karşı olanları da uyarmak istiyorum.
Bu konunun boyutları büyüktür, ciddidir. Devletimiz bölünme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Siyasi görüş farklılıklarını terk ederek, en kısa zamanda tarafımızı seçmemiz gerekmektedir. Çünkü bizler, daha 100. Yılı dolmamış olan Ermeni zulmünün yaşandığı bölgeden gelmekteyiz. Yürütülen düşmanlığın ne kadar sinsi bir düşmanlık olduğunu bilenlerdeniz.
İsak Alaton’un mektubunun metni aynen şöyledir:
“Ayıp oluyor artık. Geçmişi ile yüzleşmekten korkan, büyümemiş, güdük kalmış çocuklar gibi davranmaktan yoruldum. Doksan yıl boyunca sayısız günahlar işledik. İskeletleri dolaplara yığıp, kapılarını kilitledik. 24 Nisan 2015’e doğru yol alırken alışılagelmiş inkâr politikamıza devam edip, kaçacak delik aramaktansa farklı davranalım”.
Tabii ki konu Ermeni meselesidir. TESEV, ağırlıklı olarak Ermeni meselesi ile ilgili konuları işlemektedir. Sevan Nişanyan’ın “Hayali Coğrafyalar” adlı kitabı TESEV sitesinde aynen yayınlanmıştır. Ermenileri mazlum gösteren, Türklerin Ermeni soykırımı yaptığını anlatmaya çalışan çeşitli romanlar, kitaplar, makaleler bu sitede yayınlanmaktadır.
Peki, İsak Alaton’un bizim camiamız ile bağlantısı nasıldır. Yani bizi hangi bağlantılarla aldatmaktadır. Aşağıdaki bilgilerden sonra buna sizler karar veriniz.
Zaman Gazetesi yazarı Melih Arat 4.11.2012 tarihli yazısında Alaton için “örnek insan Alaton” diye yazmış, İsak Alaton’un örnek bir insan olduğunu vurgulamıştır.
Zaman Gazetesi yazarı Turhan Bozkurt Sky Türk Tv. de İsak Alaton’la röportajlar yapmış, o da İsak Alaton’u çok değerli bir insan olarak tanıtmıştır.
Zaman Gazetesi yazarlarından, şimdi TRT’de program yapan, kendisiyle bir müddet aynı binada komşuluk yaptığım Mehmet Gündem İsak Alaton’la ilgili iki kitap birden yazmıştır.
– Lüzumlu Adam,
– Lüzumsuz Adam.
Mehmet Gündem, İsak Alaton’un “Uykuda bir Mason” olduğunu anlatmaktadır.
“Bağımsız görünüp de fakir kalmaktansa, bağımlı olarak zenginleşmek daha iyidir!” diyen İsak Alaton’u ballandıra ballandıra anlatan Mehmet Gündem, yine biliyorsunuz ki, 2002 yılında Gündemdeki Altanlar diye bir kitap yazmış, Çetin, Ahmet ve Mehmet Altan’ı uzun uzun anlatmıştır.
Daha sonra Ahmet Altan Taraf Gazetesi’nin yayın yönetmeni olmuştur.
Mehmet Altan, Batıcılıkta, kapitalizmde, yandaşlıkta sınır tanımayan bir insandır.
Zaman Gazetesi yazarı ve Müslüman kimliği ile tanıdığımız Mehmet Gündem bu şahıslarla ilgili özel bir kitap yazmış, daha sonra Ergenekon meselesi ortaya çıkmış, bu şahısların hepsi Ergenekon konusunda uzman (!) kişilikleri ile görev almışlardır.
İsak Alaton yukarıda alıntıladığım mektubunu Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can’a göndermiştir. Eyüp Can Radikal Gazetesi’nde bu mektubu yayınlamıştır.
Eyüp Can’ın bağlantıları nasıldır?
Eyüp Can (Sağlık) 1973 Adana doğumludur. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesini bitirdikten sonra lisansüstü eğitim yapmak için Hardvard Üniversitesi’ne gitmiştir. Burada Amerika’nın dış politikaları üzerine eğitim yapmıştır.
1994 yılında Zaman Gazetesi’ne girmiştir.
1995 yılında Fethullah Gülen’le röportaj yapmıştır.
1998 yılında “Fethullah Gülen’le Ufuk Turu” adlı eseri yayınlanmıştır.
Elif Şafak ile evlidir.
Elif Şafak kimdir?
Baba Ve Piç adlı romanında Türk milletini aşağılayarak, milletimizi “Ermeni Soykırımı” yapmakla suçlamıştır.
Bu kitaptan bazı alıntılar yapmak istiyorum.
“Bütün akrabalarını 1915’te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş, soykırımzede bir sülalenin torunuyum” Sayfa 63
“Sen kalk gel Orta Asya’dan, dal dosdoğru Anadolu’nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler. Orada yerleşik olan milyonlarca Ermeni’ye ne oldu peki? Asimile edildiler. Eridiler. Yetim bırakıldılar. Sürüldüler. Mal mülklerinden oldular”. Sayfa 65
Biliyorsunuz ki Elif Şafak dört yıl Zaman Gazetesi’nde yazı yazmıştır.
TCK’nın 301. maddesinden yargılanan Elif Şafak’ın 2002 yılında ihtisas yapmak için ABD’ye gittiği ve Zoryan (Ermeni) Enstitüsü ile temas kurduğu biliniyor. Elif Şafak, Fatma Müge Göçek’in destekleriyle Zoryan Enstitüsü arşivinde araştırma yaptı. Elif Şafak’ın, 1915 olaylarından dolayı Türkiye’yi ağır bir şekilde suçlayan ‘İnkâr Duvarında Bir Çatlak’ başlıklı yazısı 25 Eylül 2005 tarihli Washington Post gazetesinde yayınlandı.
Zoryan Enstitüsü, İnkâr Duvarında Bir Çatlak ve “Sen kalk gel Orta Asya’dan, dal Anadolu’nun bağrına…”
Ve Elif Şafak!
Ve Büyük Türk milleti için sakıncalı ilişkiler zinciri.
Ama Elif Şafak bizim çocuklarımız tarafından dahi okunuyor.
Yarabbi aklımıza mukayyet ol!
PKK’nın kurucularının ve BDP’nin kurucularının birçoğunun Ermeni asıllı olduğunu bilmeyen yoktur.
Fransa’da öldürülen üç kadından biri olan Sakine Cansız’ın (Sara) PKK kurucusu ve Ermeni asıllı olduğunu daha önce yazmıştım.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin milletimize karşı yürüttüğü imha hareketinin arkasında büyük devletler vardı. Şimdi de bunların arkasında yine büyük devletler var. Bu devletlerin kullandığı, bizden görünen insanlar var. Müslüman görünen, bizim gibi yaşayan, ama gizli kimlik taşıyan ve bu gizli kimlik arkasında sinsice milletimize düşmanlık yapan Beşinci Kol elemanları var.
Değerli dostlar, bu kadar büyük ilişkiler zinciri herhalde tesadüflerle izah edilemez.
Ermeni’lerin milletimize karşı duyduğu kin, beslediği düşmanlık, bugün bizden görünen gizli Ermeniler, gizli ajanlar tarafından aynen devam ettirilmektedir.
Ne demek “AKP hepimizi Türk olmaktan kurtardı”? Anayasa’dan Türk kelimesinin kaldırılması teşebbüsleri nedendir? Nedendir sinsi bir şekilde yürütülen Türk düşmanlığı?
Öz be öz bizim çocuklarımızın da “Hepimiz Ermeni’yiz”, “Hepimiz Hrant’ız” demeleri aslında bindiğimiz dalı kesmek anlamına gelmiyor mu?
Herhangi bir münferit olay karşısında bile Türk milletinin çocuklarını; iflah olmaz cahil, iflah olmaz suçlu, iflah olmaz ırkçı gibi görenler, milletimize karşı sinsi bir düşmanlık yürüttüklerini saklamaya bile ihtiyaç duymuyorlar. Alenen düşmanlık yapıyorlar.
Anlayamayan bizleriz.
Bilmeliyiz ki, bu düşmanlık tarihi bir düşmanlıktır. Hesap soran, intikam alan bir düşmanlıktır.
Hangi ad altında ve hangi devletleri arkalarına alarak bu düşmanlığı, vatan parçalama hareketlerini yaparlarsa yapsınlar, milletimizin çocuklarının bu ilişkiler zincirini anladığı andan itibaren işin rengi değişecektir.
Milletimizin çocuklarını propagandanın etkisinden kurtularak, bağımsız düşünmeye, okumaya, araştırmaya ve hiç olmazsa okuyanları ve araştıranları dinlemeye, milli kuvvetlerin arkasından gitmeye çağırıyorum.
Bütün vatanseverler ferasetinizi kullanınız.
Bütün vatanseverler birleşiniz.
Uyarmak vatan borcumdur.
Mikdat Topçu
29.01.2013
0 Yorumlar.